Son zamanlarda, dünya genelinde jeopolitik gerilimlerin artmasıyla birlikte, ABD’nin uluslararası askeri destek politikaları da yeniden gündeme geldi. Özellikle Ortadoğu'daki istikrarsızlık ve sınır güvenliği tehditleri, ABD'nin İsrail'e yönelik askeri ve mali desteğini artırmasına neden oldu. Özellikle son günlerde, bu desteklerin arka planı hakkında çok sayıda spekülasyon ortaya atıldı. Ancak, bu konudaki ayrıntılar hala belirsizliğini koruyor. ABD hükümetinin, İsrail ordusu için yüzlerce milyon dolarlık bir bütçe ayırdığı haberi, medyada geniş yankı uyandırdı. Peki, bu mali desteklerin gerçek amacı nedir ve hangi koşullar altında gerçekleştirilmiştir? İşte, bu sorulara ışık tutmaya çalışan detaylı bir inceleme.
ABD, tarihsel olarak İsrail'in güvenlik müttefiki olmuştur ve bu ilişki, iki ülkenin stratejik çıkarları doğrultusunda güçlenmiştir. 2021 yılı itibarıyla, ABD’nin İsrail’e yaptığı askeri yardım toplamda 3,8 milyar doları bulmakta ve bu yardım, her yıl belirli bir oranda artış göstermektedir. Ancak son günlerde, bu rakamın üzerine eklenmesi beklenen yüzlerce milyon dolarlık ek desteklerin, bölgedeki askeri dengeleri nasıl etkileyeceği merak konusu. ABD hükümeti, bu tür yardımları genellikle karşılıklı stratejik işbirliği ve ulusal güvenlik gerekçeleri ile meşrulaştırsa da, bu yardımların ardındaki gerçek nedenler ve uzun vadeli stratejiler, çoğu zaman kamuoyuna kapalı kalmaktadır.
İsrail, Ortadoğu’daki en güçlü askeri güçlerden biri olarak biliniyor. ABD'nin sağladığı askeri yardım ve teknoloji transferi, İsrail’in savunma sanayisini güçlendirmenin yanı sıra, uluslararası arenada daha etkili bir şekilde hareket etmesine olanak tanıyor. Geçtiğimiz yıllarda, İsrail’in hava savunma sistemleri ve istihbarat kapasitesi, ABD’nin bu yardımları sayesinde büyük bir ivme kazandı. Ancak, bunun yanı sıra, İsrail ordusunun sınır ötesi operasyonlarında da ABD'nin sağladığı desteklerin belirleyici olduğu kabul ediliyor.
Bazı kaynaklar, ABD’nin İsrail’e yaptığı bu gizli mali desteklerin her ne kadar stratejik açıdan anlamlı görünse de, uluslararası toplumda tartışmalara yol açabileceğini belirtiyor. Özellikle, Filistin ile olan çatışmaların devam etmesi, ABD’nin bu tür desteklerinden rahatsız olan ülkelerin sayısını artırıyor. Uluslararası camiada, ABD’nin desteği ile güçlenen İsrail’in, Filistin topraklarındaki politikalarının daha da sertleşeceği ve bu durumun bölgedeki barış süreçlerine olumsuz yansıdığı ifade ediliyor.
Birçok uzman, ABD'nin bu tür stratejik desteklerinin, uluslararası ilişkilerde değişen dengeleri yansıttığını da vurguluyor. Ortadoğu’da yaşanan çatışmaların yanı sıra, Rusya, Çin gibi büyük güçlerin bölgedeki etkisini artırması, ABD’yi daha agresif bir destek politikası izlemeye yönlendirmiş olabilir. Bununla birlikte, siyasi ve askeri yardımların detayı ve miktarının gizli tutulması, şeffaflık ilkeleri açısından eleştiriliyor. Bu durum, ABD hükümetinin konuyla ilgili alacak olduğu yeni kararların, iç ve dış politikadaki etkilerini daha da karmaşık hale getirebilir.
Özetle, ABD’nin İsrail ordusu için ayırdığı yüzlerce milyon dolarlık gizli bütçenin arka planında pek çok siyasi ve askeri dinamiğin bulunduğu ortaya çıkıyor. Bu durum, sadece İsrail ve ABD ilişkilerini değil, aynı zamanda Ortadoğu’daki dengenin de yeniden şekillenmesine olanak tanıyacak. Ancak, bu geniş kapsamlı mali desteklerin sonuçları ve uzun vadeli etkileri üzerine yapılan tartışmalar, önümüzdeki günlerde daha da yoğunlaşacağa benziyor. ABD ve İsrail arasındaki bu karmaşık ve çok yönlü ilişki, dünya gündeminde daha fazla yer bulmaya devam edecek gibi görünüyor.