Çanakkale, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile tanınan bir bölge olmasının yanı sıra, geleneksel zanaatları ve el işçiliği ile de göz dolduruyor. Yüzyıllar boyunca süregelen zanaat kültürü, günümüzde de yaşatılmaya devam ediyor. Bu değerli mirası sürdüren zanaatkarlar, "Yaşayan İnsan Hazinesi" olarak adlandırılıyor. Bu unvan, Türkiye'nin kültürel mirasını koruyan bir konumda olan zanaatçıları onurlandırmak amacıyla verilmekte ve onların çalışmalarını desteklemek için bir platform oluşturmaktadır.
Çanakkale, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir bölge olarak, bu geçmişin izlerini taşıyan zanaatlarıyla dikkat çekiyor. Özellikle seramik, ahşap işçiliği, zeytinyağı üretimi gibi alanlarda ustalar, el emeği göz nuru eserler ortaya koyuyorlar. "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanı, bu geleneksel zanaatların gelecek nesillere aktarılması adına büyük bir öneme sahip. Bu unvanı taşıyan zanaatkarlar, sadece birer sanatçı değil, aynı zamanda kültürel bir antropolog olarak da değerlendirilmektedir. Bu ustaların bilgileri, ustalıkları ve el becerileri, sadece bireysel bir yetenek değil, aynı zamanda bölgenin sosyal ve kültürel belleğini oluşturan unsurlardır.
Geleneksel zanaatları sürdüren bu ustalar, yeni kuşakların da bu kültürü tanıması ve öğrenmesi için çeşitli atölye çalışmaları düzenlemektedir. Çanakkale'deki birçok zanaatkar, bu çalışmaları sayesinde hem kendi işlerini devam ettirmekte hem de genç nesle bu sanatların kıymetini öğretmektedir. Bu bağlamda, "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanına sahip zanaatkarlar, sadece teknik bilgi ve beceriyi aktarmakla kalmayıp, aynı zamanda bölgenin kimliğini oluşturan değerleri de yaşam biçimleriyle sergilemektedirler.
Çanakkale'deki zanaatkarların çoğu, kendi ailelerinden gelen bir mirasla bu işlere yönelmişlerdir. Bu bağlamda, aile geleneğini yaşatma, bölgenin kültürel kimliğini koruma ve ekonomik anlamda sürdürülebilir bir gelişim sağlama hedefi güdülmektedir. Ancak, günümüz modernleşen dünyasında, bu zanaatların unutulma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu da bir gerçek. İşte tam bu noktada, "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanı taşıyan bu ustalar devreye giriyor. Onlar, sadece kendi sanatlarını yaşatmakla kalmıyor, aynı zamanda bir kültürel mirasın günümüzde nasıl yaşatılabileceğine dair bir farkındalık oluşturuyorlar.
Çanakkale'nin yerel yönetimleri ve sivil toplum kuruluşları, bu ustalar ile işbirliği içerisinde çeşitli projeler geliştirmektedir. Bu projelerle birlikte, zanaatların tanıtımı, gençlerin eğitimi ve zanaat turizminin canlandırılması hedefleniyor. Her yıl düzenlenen festival ve sergiler, Çanakkale'nin zanaat kültürünün tanıtılması ve bu değerli insanların bir araya gelmesi için önemli bir platform yaratıyor. Bu tür etkinlikler, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmekle kalmayıp, aynı zamanda bölgenin ekonomik kalkınmasına da katkı sağlıyor.
Sonuç olarak, Çanakkale'nin "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanına sahip zanaatkarları, bölgenin tarihi ve kültürel belleğini taşıyan birer temsilci konumunda. Onların çalışmaları, sadece bir el sanatı olmayıp, aynı zamanda toplumsal değerlerin gelecek nesillere aktarımını sağlayan önemli bir yolculuktur. Bu yüzden, Çanakkale'deki zanaatın yaşatılması ve gelecekte de bu mirasın devam etmesi adına desteklenmesi gereken bir alan olduğu unutulmamalıdır.