Marmara Denizi'nin yaşadığı çevresel sorunlar, son yıllarda giderek daha fazla dikkat çekiyor. Özellikle 2021 yılında yoğunlaşan müsilaj (deniz salyası) olayı, bu bölgedeki deniz ekosistemine ciddi zararlar vermekte. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bilim insanları, müsilajın yayılımını inceleyerek, bu durumun önüne geçilmesi için farkındalık yaratılması gerektiğini belirtiyor. İşte, ODTÜ’lü araştırmacıların müsilaj sorunu ile ilgili temel tespitleri ve çözüm önerileri.
Müsilaj, su içinde bulunan fitoplanktonların fazla besin ve uygun ortam bulması sonucunda hızlı bir şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkan jelimsi bir madde. Doğal bir süreç olmasına rağmen, insan kaynaklı faktörlerin devreye girmesiyle birlikte tuhaf bir boyuta ulaşmaktadır. Özellikle tarımsal gübre kullanımı, sanayileşme, atık su deşarjları gibi insana bağlı nedenler, deniz suyunun kalitesinin düşmesine ve besin alglarının aşırı çoğalmasına neden olmaktadır.
Doğal dengeyi bozan bu süreç, müsilajın yoğun bir şekilde yayılarak deniz yaşamını tehdit etmesine yol açıyor. Marmara Denizi’nde, özellikle sıcak yaz aylarında, su sıcaklıklarının artması ve besin maddelerinin çoğalması, müsilaj oluşumunu hızlandırıyor. ODTÜ'lü bilim insanları, 2021 yazında özellikle 10-25 metre derinlikte meydana gelen müsilaj örtüsünün, deniz canlıları üzerinde toksik etkiler yarattığını tespit etti.
Müsilaj sorunu sadece çevresel bir sıkıntı değil; aynı zamanda ekonomik bir tehdit haline de gelmiş durumda. Marmara Denizi'ni kullanan balıkçılık ve turizm sektörleri, müsilaj nedeniyle büyük zararlarla karşı karşıya. ODTÜ'den uzmanlar, müsilajın pek çok deniz canlısını öldürdüğünü, bu durumun ekosistem dengesini bozduğunu ve deniz ürünleri açısından ciddi kayıplar yaşandığını belirtiyor. Aksiyon alınmadığı takdirde bu sorunların önümüzdeki yıllarda daha da trajik sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyorlar.
ODTÜ’lü bilim insanları, müsilaj sorununun çözümü için çeşitli önerilerde bulunuyor. Öncelikle, deniz suyunun kalitesinin artırılması amacıyla önlemler alınması gerektiğini vurguluyorlar. Tarımda gübre kullanımının kontrol altına alınması, atık su arıtma sistemlerinin güçlendirilmesi ve denizlere deşarj edilen atıkların uygun şekilde yönetilmesi gibi adımlar, bu sorunun hafifletilmesinde kritik öneme sahip. Ayrıca, halkın bu konu hakkında bilinçlendirilmesi amacıyla yerel yönetimler ve çevre kuruluşları ile iş birliği yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sorunu, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük bir tehdit oluşturmaktadır. ODTÜ araştırmacıları, bilimsel verilerle bu tehlikenin ciddiyetini ortaya koyarken, çözüm önerileri ile hareket edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Çözüm için toplumsal bir farkındalık oluşturulması, devlet politikalarının bu doğrultuda yeniden gözden geçirilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi, bölgemizin geleceği için olmazsa olmazdır. Marmara Denizi'nin sağlık durumu için hemen harekete geçmeliyiz!