Son günlerde Rum basınında öne çıkan tartışmalar, Yunanistan'ın deniz altındaki stratejik duruşunu sorgulayan eleştirilerle dolup taşıyor. Özellikle Türkiye'nin Akdeniz'deki etkisini artırması, Yunanistan'da endişelere yol açarken, bu durum Rum medyasının kalemlerine de yansıyor. Yunanistan’ın deniz altındaki kaynakları keşfetme ve değerlendirme konusunda çekingen davranması, Rum gazeteciler tarafından "Türkiye'den çekinme" olarak değerlendiriliyor. Peki, Yunanistan neden bu kadar tedirgin? İşte konunun detayları.
Yunanistan’ın, stratejik olarak önemli deniz alanlarındaki durumu, Rum basınında yoğun bir şekilde eleştirilmeye başlandı. Özellikle Türkiye’nin deniz altındaki zenginlikleri konusunda etkili adımlar atması, Yunanistan’ın geride kalmasını daha fazla görünür kıldı. Rum medyasının önde gelen isimleri, Yunanistan’ın bu konudaki pasif duruşunu "korkaklık" olarak nitelendirirken, ortada kalan deniz haklarının yeterince savunulmadığını belirtiyor. Yunanistan’ın deniz altındaki doğal kaynaklarının işlenmesi konusundaki temkinli tutumu, Rum gazeteleri tarafından "Türkiye’den çekinme" olarak yorumlanıyor.
Ayrıca, Akdeniz bölgesindeki doğal gaz ve petrol rezervleri gibi deniz altı kaynaklarının, bölge ülkeleri için büyük ekonomik potansiyel taşıdığı tartışmasız. Bu tür kaynakların keşfi ve işlenmesi, hem enerji güvenliği hem de uluslararası ilişkiler açısından kritik bir öneme sahip. Yunanistan’ın Türkiye’nin enerji projelerine olan çekincesi ve bu nedenle geri planda kalması, Rum yazarlar tarafından eleştirilere maruz kalıyor. Onlara göre, Yunanistan’ın proaktif bir yaklaşım benimsememesi, sadece kendi çıkarlarına değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelere de zarar veriyor.
Yunan hükümetinin, deniz altındaki varlıkları yeterince cesur bir şekilde sahiplenmemesi, Rum medyasında, “Yunan resmi politikası iflas etti” şeklinde yankılar buluyor. Yunanistan’ın daha cesur ve iddialı bir tutum sergilemesi gerektiği, birçok yorumcu tarafından dile getiriliyor. Özellikle, Türkiye’nin deniz altındaki faaliyetlerini artırdığı ve uluslararası sularda etkili olduğu bir dönemde, Yunanistan’ın nasıl bir strateji izlemesi gerektiği sorusu devamlı olarak gündeme geliyor.
Sonuç olarak, Rum basınının Yunanistan’a yönelik eleştirileri, sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin hararetlenmesini değil, aynı zamanda bölgedeki enerji dinamiklerini de değiştirme potansiyeline sahip. Yunanistan'ın, deniz altındaki kaynakları ve haklarını koruma konusundaki tutumu bir kez daha sorgulanırken, gelecekte neler olacağı merakla bekleniyor.
Yunanistan’ın, Türkiye’nin deniz altındaki etkinliğine karşı nasıl bir strateji geliştireceği ve bu süreçte nasıl bir yol haritası çizeceği, sadece iki ülke için değil, tüm Akdeniz bölgesi için kritik bir mesele olmaya devam ediyor. Rentabilite ve güvenlik dengesi kurularak bu alanda nasıl hareket edileceği ise Yunanistan’ın geleceğindeki en büyük belirleyici faktörlerin başında geliyor.